COME, WHOEVER YOU ARE, COME!
"Come, come again, whoever you are, come!
Heathen, fire worshipper or idolatrous, come!
Come even if you broke your penitence a hundred times,
Ours is the portal of hope, come as you are."
GEL, NE OLURSAN OL GEL.
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
About Cümleleri
"About" kelimesinin en bilinen karşılığı "hakkında" dır; fakat bunun yanı sıra "dair", "ilişkin" anlamları da bulunmaktadır. Bu kelimenin bir diğer karşılığı da "yaklaşık" tır.
Aşağıda "about" ile yapılmış cümlelerle bu kelimenin kullanım şekillerini görebilirsiniz:
He often tells jokes about dumb blonds. --> O, sık sık aptal sarışınlar hakkında şakalar yapar.
She has anxiety about the future. --> Onun geleceğe dair korkuları var.
What's that book about? --> Bu kitap ne hakkında?
The movie is about the American civil war. --> Bu film Amerikan iç savaşı üzerine.
We have a discussion about love. --> Biz aşk üzerine tartışıyoruz.
She has a phobia about spiders. --> Onun örümcek fobisi var.
I am happy about my decision. --> Kararıma dair mutluyum.
He was still unsure about what he should do. --> O, ne yapması gerektiği konusunda hâlâ emin değil. (O, ne yapması gerektiği konusunda belirsizliğini koruyor)
We are now certain about our decision to move. --> Bizim taşınma konusundaki kararımız kesin.
I don't care about your opinion! --> Senin fikrinle ilgilenmiyorum. (Senin fikrin beni ilgilenmiyor)
She always dreams about winning the lottery. --> O, daima piyangoda kazanma düşü kuruyor.
He taught us all about biology. --> O, bize biyoloji hakkında her şeyi öğretti.
It's all about having fun. --> Hepsi eğlenceye dair.
I can't do anything about it. --> Bu konuda bir şey yapamam.
There's nothing we can do about it. --> Onunla ilgili yapabileceğimiz bir şey yok.
What exactly didn't you like about the play? --> Partiye dair tam olarak hoşuna gitmeyen neydi?
There is a deep sadness about him. --> Ona ilişkin derin bir acı var.
There's something strange about him. --> Ona dair garip bir şey var. (Onda garip bir şey var)
Could you make me some coffee too, while you're about it? --> Onun üzerindeyken, bana da biraz kahve yapar mısın? (Hazır ordayken, bana da biraz kahve getirir misin)
How shall go about solving this problem? --> Bu soruna nasıl (bir) yaklaşım getireceğiz?
How about a cup of tea? --> Bir fincan çay nasıl olur? (Bir fincan çaya ne dersin)
He's about 1.90 m. tall. --> O, yaklaşık 1.90 m. Boyunda.
I gave the report about two months ago. --> Raporu yaklaşık iki ay önce verdim.
Selma must be about somewhere. --> Selma buralarda bir yerde olmalı.
Ayşe was about to leave, when Tamer arrived. --> Tamer geldiğinde Ayşe gitmek üzereydi.
We're just about to have diner. --> Biz de tam akşam yemeğine oturmak üzereydik.
ACT LIKE THE SUN
Act like the sun in love and compassion!
Act like a river in friendship and fraternity!
Act like the night in covering the faults of others!
Act like the soil in humility and selflessness
Act like dead one in anger and furry!
Act in accordence with the way you look!
Act in accordance with the way you act!
GÜNEŞ GİBİ OL
Sevgide güneş gibi ol!
Dostluk ve kardeşte akarsu gibi ol!
Hataları örtmede gece gibi ol!
Tevazuda toprak gibi ol!
Öfkede ölü gibi ol!
Her ne olursan ol!
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi o!
Act like the sun in love and compassion!
Act like a river in friendship and fraternity!
Act like the night in covering the faults of others!
Act like the soil in humility and selflessness
Act like dead one in anger and furry!
Act in accordence with the way you look!
Act in accordance with the way you act!
GÜNEŞ GİBİ OL
Sevgide güneş gibi ol!
Dostluk ve kardeşte akarsu gibi ol!
Hataları örtmede gece gibi ol!
Tevazuda toprak gibi ol!
Öfkede ölü gibi ol!
Her ne olursan ol!
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi o!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)